Erkeklerde cinsel organ üzerinde, kasıkta, yumurtalık derisinde beliren, özellikle son zamanlarda sayısı ve büyüklükleri artan siğiller genital siğiller olarak adlandırılır.
İnsanda siğil yapan virüs (Human papilloma virüs-HPV) tarafından oluşturulmuş bir viral hastalıktır. Bu virüsün yapmış olduğu enfeksiyon tüm dünyada en sık görülen cinsel yolla bulaşan hastalıktır.
Hastalık genital siğil, genital kondilom, kondiloma aküminata veya halk arasında direkt HPV olarak adlandırılır.
Genital Siğiller Yalnızca Erkekleri Mi Etkiler?
HPV her iki cinsi de etkiler. Erkekler kendileri çoğunlukla çıkan siğilleri fark ederek doktora başvururlar. Kadınların ise dış genital organlarında veya çoğunlukla vajinal bölgede jinekolojik muayenede görülen siğiller şeklinde belirti verir. Anal (makat) bölgede veya kasıklarda da siğiller her iki cinste görülebilir.
HPV’nin Farklı Tipleri Var Mıdır?
HPV bir DNA virüsü olup 200’e yakın tipi tanımlanmıştır. Bunlardan ancak 40 kadar tipi cinsel bölgeyi tutar. Bu tipler sayılarla tanımlanmış olup genital siğillerin %90’ından tip 6 ve 11 sorumludur. Kanserojen yani kanser yapan tiplerden en sık görülen tip 16 ve 18 erkeklerde anal bölge (makat) ve penis kanserine sebep olur.
HPV – Genital Siğiller Nasıl Bulaşır?
HPV çoğunlukla (%90) cinsel temas ile bulaşır. Oral veya anal ilişki ile de bulaşma olmaktadır. Ayrıca bulaşma için tam bir cinsel ilişki şart değildir. Özellikle cinsel temas sırasında virüs barındıran siğilden alınan virüsler hasarlı deriden-mukozadan alınır.
Genel olarak genital siğili olan bireyin partnerine bulaştırma riski %64’dür. Kadından erkeğe bulaşma riski, erkekten kadına bulaşma riskinden daha yüksektir. Cinsel partner sayısı bu yönüyle hastalığın bulaşması için risk faktörü olarak kabul edilebilir. Çok eşlilerde ve erken yaşta cinsel ilişkiye başlayanlarda hastalığın daha sık olduğu bilinmektedir.
Anal bölge veya oral bölgede HPV siğillerine rastlanılmaktadır. Özellikle oral seks sırasında kadından erkeğe bulaşma, erkekten kadına olan bulaşmadan daha risklidir.
Nesneler üzerindeki virüs ile bulaşma konusundan kanıtlar zayıf olsa da virüsün dış yüzeylerde (vücut kılları, tırnaklar, kullanılan eşyalar, tuvaletler, spor salonlarında kullanılan aletlerde, havuz sularında ve hatta muayene sırasında kullanılan eşyalarda vs) uzun süre yaşayabildiği gösterilmiştir.
Bu nesnelere temas ile bulaşma henüz kanıtlanmamıştır ancak bağışıklığı düşük bireylerde ciltteki sıyrıklardan yoğun virüs yükünün girişi ile enfeksiyon mümkün olabilir.
HPV normal vajinal doğum sırasında anneden bebeğine bulaşabilmektedir. Yine HPV (+) bir erkeğin menisinde de virüs taşıyabildiği gösterilmiştir.
Siğil tedavisi için kullanılan elektroterizasyon işlemi sırasında çıkan dumanda da HPV DNA’sı olup bu dumanı solumak HPV bulaşma riski taşımaktadır.
HPV Bulaştıktan Ne Kadar Süre Sonra Belirti Verir?
Virüsle temas zamanını ve kaynağını belirlemek oldukça zordur. Kişinin bağışıklık sistemine ve alınan virüs miktarına göre süresi değişkendir. Hastalığın kuluçka süresi 2 hafta- 8 ay arasında değişmektedir.
HPV Ne Tür Şikayetlere – Belirtilere Yol Açar?
Bağışıklık sistemi aktif çalışan kişilerde HPV genellikle %70 oranında bir yıl içinde vücuttan temizlenir. Ancak immün yanıtı yetersiz olan kişilerde karnabahar görünümünde farklı boyutlarda genital siğillere (kondiloma akuminata), kanseröz yapılara ve kanserlere sebep olabilir.
Bağışıklık sistemi düşük kişilerde (organ nakli yapılanlar, hamileler, HIV (+) kişiler veya bağışıklığı düşüren ilaç kullananlar, sigara kullananlar) siğiller çok fazla sayıda ve büyüklükte olabilir. Genellikle siğiller cinsel organların temizliği sırasında veya kaşınmayla kanar. Kanama ile siğiller daha geniş alana yayılır.
Uzun süre ve kanserojen HPV ile karşılaşan kişilerde servikal, anal ve orofaringeal bölge kanserleri gelişebilir. Her iki cinsteki tüm kanserlerin %5’inden, kadın kanserlerinin %9.4’ünden (serviks, anüs, vajina, vulva, orofarenks), erkek kanserlerinin %6’sından (anüs, penis ve orofarenks) HPV sorumludur.
HPV (+) erkeklerin menilerinde de virüs saptanabilir (%7-26). Bu durum sperm sayı ve hareketliliğini etkileyip kısırlığa sebep olabilir.
Fiziksel belirtilerin yanında HPV kişide psikososyal sorunlara da yol açabilir. Anksiyete, depresyon ve sosyal izolasyona yol açabilir.
HPV – Genital Siğillerin Tanısı Nasıl Konulur?
Tecrübeli bir hekim tarafından yapılan muayene ve lezyonun görülmesi aslında tanı koymak için yeterlidir. Kanamalı, sık tekrarlayan ve çok koyu renkli lezyonlardan biyopsi alınarak patolojik inceleme gerekebilir. Viral hastalıkların tanısında kullandığımız PCR testi HPV tanısında da kullanılır. Sürüntü örnekleri veya direkt lezyondan gönderilen numunede PCR yöntemi ile virüs ve tip tayini yapılır. Hangi tip virüs ile enfekte olunduğunun bilinmesi kişi ve partneri açısından faydalı olacaktır.
Genital Siğiller Nasıl Tedavi Edilir?
Virüsü tümden vücuttan temizlemek ancak bağışıklık sistemi tarafından sağlanabilir. Bizlerin tedavideki amacı siğillerin yok edilmesidir. Bu amaçla farklı tedavi yöntemleri kullanılabilir. Siğilin sayısı, büyüklüğü, bulunduğu bölge, hekimin tecrübesi ve imkanlarına göre tedavi yöntemine karar verilir. Bütün bu tedavilere rağmen tekrarlama riski %25-65’tir. Bu yüzden hastalarımı siğil tedavilerinde 2 haftalık ve aylık kontrollerle takip etmekteyim.
Temel olarak en sık uygulanan tedavi yöntemi siğilin lokal anestezi altında lazer veya elektrokoter ile temizlenmesidir. Daha büyük siğillerde cerrahi eksizyon uygulanabilir. Dondurma yani krioterapi daha çok dermataologlar tarafında uygulanan yöntemdir. Donma neticesinde ölen doku zamanla temizlenir.
Krem tedavilerinden imikimod haftada 3 gece sürülerek 6-8 hafta kadar uygulanır. İmmun sistemi aktive ederek etki eder. Ciltte reaksiyonlara (kaşıntı, kızarıklık gibi) yol açabilir. Diğer tedavi asidik solüsyonla (triklorasetik asit) siliğin yok edilmesidir ve hekim tarafından uygulanır.
Kişinin tedavisinin yanında partnerinin de jinekolog veya ürolog tarafından kontrolü ve gerekirse tedavisi önemlidir.
HPV’den Korunmak Mümkün Mü?
Cinsel ilişki sırasında kullanılan prezervatif-kondom tüm cinsel organları kaplamadığı için koruyucu değildir. Penis kökü-üst bölge ve yumurtalık derisi, anal bölge teması ile bulaş mümkündür.
Sünnet HPV enfeksiyonlarından ve HPV ilişkili kanserden de korur. Bu yüzden ülkemizde penis kanseri görülme riski oldukça düşüktür.
HPV aşısı Avrupa ve Amerika kıtasında bazı ülkelerde rutin çocukluk çağı aşı programı dahilinde uygulanmaktadır. Aşı ile HPV’ye karşı immun sistem güçlendirilip genital siğillerin oluşması ve kanser gelişimi önlenebilir. Bu aşılar virüse benzer partikül içerip virüs DNA’sı içermezler. Bu yüzden hastalık veya kanser yapıcı etkileri yoktur. 3 tip HPV aşısı vardır: Bivalan (Tip 16, 18), kuadrivalan (Tip 6, 11, 16, 18) ve nano-valan (Tip 6, 11, 16, 18, 31, 33, 45, 52, 58). 9-14 yaş arasında 0 ve 6. aylarda, 15 yaş üzerindeki kişilerde ise 0, 1(veya 2) ve 6. aylarda uygulanır.
Cinsel organlarda çıkan kılların temizliği için cildi tahriş eden, sıyrıklar oluşturan jiletler kullanılmamalıdır. Derinin yüzerindeki koruyucu tabakayı yok eden yöntemler cildi enfeksiyonlara açık hale getirir. Mümkünse tüy dökücü kremler ve makine ile cildi tahriş etmeden temizlik yapılmalıdır.
HPV İdrar Yollarını Tutabilir Mi?
HPV yalnızca cinsel organların dış kısmını tutmaz, idrar borusunun dış ağzını (meatus), idrar borusunun iç kısmını (üretra) ve hatta mesaneyi bile tutabilir. Bu hastalar siğili idrar borusunun ucunda görebilir. İdrar borusunda siğil tıkanıklık, idrarda incelme olabilir. Kameralı bir aletle tüm idrar borusu incelenmelidir.